Ana içeriğe atla

Otorite Ortadan Kalkarsa İnsanoğlu Ne Kadar İleri Gidebilir?

Sineklerin Tanrısı / William Golding 


Sineklerin Tanrısı, insanlığın içindeki kötülüğü simgeler. Kitapta Sineklerin Tanrısı, canavara sunulmak için kazığa geçirilmiş üstüne sineklerin konduğu ölü bir domuz başıdır. Kutsal kitaptaki şeytanın İbranice adı Sineklerin Tanrısı anlamına geldiği için Golding kitaba bu ismi vermiştir.

İnsanın içindeki iyi ile kötünün savaşının anlatıldığı, bir grup çocuğun uçaklarının kaza sonucu bir adaya düşmesiyle olayların baş gösterdiği bir kitaptır.

Hikaye Ralph ile domuzcuğun tanışmasıyla başlar. Ralph başlarda büyüklerin baskısından uzak adada kurtarılmayı beklerken hoş vakit geçireceklerini düşünür. Ama işler Ralph'ın düşündüğünden biraz farklı gelişir. Şişmanlığından dolayı ''domuzcuk'' lakabıyla anılan ama çocukların arasında en üstün zekasıyla dikkat çeker domuzcuk.

Domuzcuk gerçekleri tüm çıplaklığıyla diğer çocuklardan önce görür. Ralph ile konuşup toplantı yapılmasını bazı kararların alınması gerektiğini söyler. Böylelikle adadaki tüm çocuklara ulaşıp toplantı yapmaya karar verirler. Denizden buldukları şeytanminaresi biçimindeki deniz kabuğunu boru gibi öttürerek adadaki tüm çocuklara ulaşırlar. 

İlk toplantıda bazı kararlar alınır ve Ralph şef seçilir. Adada en yüksek noktaya ateş yakılmaya karar alınır. Ateşin dumanı sayesinde kurtulabileceklerini düşünüyorlardı. Bu kararlara karşı çıkan tek kişidir Jack, adadaki çocuklardan kendini üstün gören kibirli zorbalığa inanan bir karakterdir. 

Kısa süre içinde Ralph ve Jack arasında anlaşmazlıklar baş gösterir. Jack'ın av tutkusu dağda yaktıkları ateşin sönmesine sebep olurken Jack bir canlıyı öldürmenin mutluluğu içindedir. 

Bir diğer dikkat çeken karakter Simon'dur. Canavara inanmayan tek çocuk, geceleri tek başına ormana giden ve ara sıra bayılıp nöbet geçiren bir çocuk. Simon'nun mistik bir kişiliği de vardır. Simon, ''Bizden başka canavar yok belki'' derken çocukların canavarları kendi içlerinde barındırdıklarını da gözler önüne seriyor.

Kitap her ne kadar çocukların iç dünyasına uygun yazılmış olarak gözüksede yetişkinlere uygun olarak yazılmış bir kitap. İnsanların içindeki iyi ve kötü savaşını anlatıyor. Başlangıçtaki davranışları zaman akıp gittikçe nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. Otorite ortadan kalkarsa çocukların bile ne kadar düşüncesiz ve acımasız zorba olabileceklerini gösteren güzel bir kitap.

Okumak için hala bekliyorsanız hiç beklemeyin başlayın derim. İyi okumalar :)



Altı çizilesi sözler;

''Bizden başka canavar yok belki...''

''En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır.''

''Eğer bir yüz, üsten ya da alttan ışık aldığına göre değişiyorsa,neydi bir insan yüzü? Her şey neydi?''


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Satırlar...

Öncelikle merhabalar, İlk yazımda kendimden bahsetmem gerektiğine inandığım için bunları yazıyorum. Okumak veya okumamak tamamen sana kalmış.Kimden ne okuduğunu neler okuyacağını bilmen gerek sonuçta. Bu pencere sabit bir yapıya ait değil. Bu yüzden her an her şeyle karşılaşabilirsin.Tamamen kişisel satırlarım. Şimdiden söyleyeyim yazdıklarımda hata yaparsam, sürç-i lisan edersem affola. Bu arada Seda ben, sadece Seda..

Hayatıma Dokunan İnsanları Seviyorum

Ön yargılı olmak… Herkesin çoğu zaman yaptığı bir şeydir bu. İnsanları -dış görünüşleriyle, konuşmalarıyla, eğitim düzeyiyle, oturdukları evle- aklınıza gelebilecek her şeyle yargılarız bazen. Onların hayatlarını, yaşadıkları dünyaları bilmeden yaptığımız bu davranış bu düşününce ne kadar da kötü. Ben bugün bir kez daha anladım ön yargılı olmamamız gerektiğini. Ablamlardan  eve gitmek için yola çıktım. Ablamla vedalaştık falan metroya binmek için yürüyorum. İstasyona ulaşıyorum nihayet ve merdivenlerden bir hışımla çıkmaya çalışıyorum. Önümden çıkan insanlar yol vermedikleri için bende ağır adımlarla çıkmak zorunda kalıyorum. Tam da yukarı çıkmışken metro kapılarını kapatıp hareket etmeye başlamıştı bile. Kızıyorum. İçimden sanki biraz daha hızlı çıksalardı ne olurdu diye düşünüyorum. İstasyonun sonuna doğru yürümeye başlıyorum. Akşam saatleri, güneş etkisini yavaş yavaş kaybetme telaşında. Hafif bir esinti var. İşte bu saatler çok güzel. Oradaki banka oturuyorum. İçimden yine hayıfl