Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Otorite Ortadan Kalkarsa İnsanoğlu Ne Kadar İleri Gidebilir?

Sineklerin Tanrısı / William Golding  Sineklerin Tanrısı, insanlığın içindeki kötülüğü simgeler. Kitapta Sineklerin Tanrısı, canavara sunulmak için kazığa geçirilmiş üstüne sineklerin konduğu ölü bir domuz başıdır. Kutsal kitaptaki şeytanın İbranice adı Sineklerin Tanrısı anlamına geldiği için Golding kitaba bu ismi vermiştir. İnsanın içindeki iyi ile kötünün savaşının anlatıldığı, bir  grup çocuğun uçaklarının kaza sonucu bir adaya düşmesiyle olayların baş gösterdiği bir kitaptır. Hikaye Ralph ile domuzcuğun tanışmasıyla başlar. Ralph başlarda büyüklerin baskısından uzak adada kurtarılmayı beklerken hoş vakit geçireceklerini düşünür. Ama işler Ralph'ın düşündüğünden biraz farklı gelişir. Şişmanlığından dolayı ''domuzcuk'' lakabıyla anılan ama çocukların arasında en üstün zekasıyla dikkat çeker domuzcuk. Domuzcuk gerçekleri tüm çıplaklığıyla diğer çocuklardan önce görür. Ralph ile konuşup toplantı yapılmasını bazı kararların alınması gerektiğini söyler.
En son yayınlar

Hayatıma Dokunan İnsanları Seviyorum

Ön yargılı olmak… Herkesin çoğu zaman yaptığı bir şeydir bu. İnsanları -dış görünüşleriyle, konuşmalarıyla, eğitim düzeyiyle, oturdukları evle- aklınıza gelebilecek her şeyle yargılarız bazen. Onların hayatlarını, yaşadıkları dünyaları bilmeden yaptığımız bu davranış bu düşününce ne kadar da kötü. Ben bugün bir kez daha anladım ön yargılı olmamamız gerektiğini. Ablamlardan  eve gitmek için yola çıktım. Ablamla vedalaştık falan metroya binmek için yürüyorum. İstasyona ulaşıyorum nihayet ve merdivenlerden bir hışımla çıkmaya çalışıyorum. Önümden çıkan insanlar yol vermedikleri için bende ağır adımlarla çıkmak zorunda kalıyorum. Tam da yukarı çıkmışken metro kapılarını kapatıp hareket etmeye başlamıştı bile. Kızıyorum. İçimden sanki biraz daha hızlı çıksalardı ne olurdu diye düşünüyorum. İstasyonun sonuna doğru yürümeye başlıyorum. Akşam saatleri, güneş etkisini yavaş yavaş kaybetme telaşında. Hafif bir esinti var. İşte bu saatler çok güzel. Oradaki banka oturuyorum. İçimden yine hayıfl

Hayatlarımızın İncisi Anneler

İlk olarak anneler gününü kutlamamıza neden olan kahramandan bahsedelim. Bu günle ilgili birçok rivayet varmış ama bunlardan en çok konuşulanı sanırım buymuş. Bu fikir mayısın ikinci haftası annesini kaybeden Anna Jarvis sayesinde hayata geçmiştir. Annesiyle yaşamasına rağmen o öldükten sonra ona gerekli ilgi ve sevgiyi gösteremediğine inanıyormuş. Ölümünden iki yıl sonra ölüm yıl dönümü için arkadaşlarını çağırmış. Bu fikrini arkadaşlarıyla paylaşmış ve arkadaşları arasında da fikir kabul görülmüştür. İlk anneler günü 10 Mayıs 1908'de bir kilisede, 407 çocuk ve anne ile kutlanmış. Jarvis her anne ve çocuğa annesinin en sevdiği çiçek olan karanfillerden vermiş. O günden sonra Amerika'da beyaz karanfil anneler gününün sembolü olarak kabul görmüş. Annemiz, dünyada sahip olduğumuz en değerli varlığımızdır. Annelerimiz bizi her koşulda seven koruyan, mutluluğumuz için her şeylerini feda etmeye hazır, zor zamanlarımızda hep destekleyen hep bizimle olan hep arkamızda duran hep

İlk Satırlar...

Öncelikle merhabalar, İlk yazımda kendimden bahsetmem gerektiğine inandığım için bunları yazıyorum. Okumak veya okumamak tamamen sana kalmış.Kimden ne okuduğunu neler okuyacağını bilmen gerek sonuçta. Bu pencere sabit bir yapıya ait değil. Bu yüzden her an her şeyle karşılaşabilirsin.Tamamen kişisel satırlarım. Şimdiden söyleyeyim yazdıklarımda hata yaparsam, sürç-i lisan edersem affola. Bu arada Seda ben, sadece Seda..